Gazeteci Murat Ağırel'in bugünkü köşesinde yer verdiği yazısına göre, Türkiye'de depremde hayatını kaybeden doktorların adını kullanarak uyuşturucu etkisi olan ilaçları sattığı iddia edilen organize bir çete ortaya çıkarıldı.
Ağırel, İzmir'de başlayan bir soruşturmanın detaylarına ulaşarak, aralarında eczacı ve doktorların da bulunduğu çetenin 1301 reçete ile 585 bin kapsül yeşil reçeteli hapı usulsüz yollarla sattığını öne sürdü.
Olay nasıl ortaya çıktı?
Her şey, 28 Nisan 2023 tarihinde İzmir Tire Devlet Hastanesi'nde görevli bir doktorun, kendisine ait e-imza token cihazının çalındığını ve bu cihazla 4 gün içinde 600 kutu Lyrica yazıldığını bildirmesiyle başladı. Bu ihbarı takiben, İzmir'in Çeşme ve Karşıyaka ilçelerinde de benzer e-imza hırsızlığı vakaları yaşandı. Savcılık, bu olayların münferit olmadığını düşünerek soruşturmayı genişletti ve organize bir yapıya ulaştı.
Çetenin çalışma yöntemi
Soruşturma sonucunda, aralarında İstanbul Çam Sakura ve İstanbul Eğitim Araştırma gibi büyük hastanelerin de bulunduğu 18 farklı hastanede çalışan doktorların e-imza token cihazlarının çalındığı tespit edildi. Çete üyelerinin, hasta gibi hastanelere gelerek doktorları oyaladıkları, bu esnada ekranlarına bakmalarını sağlayarak şifrelerini çaldıkları ve sonrasında token cihazlarını aldıkları belirlendi.
Çalınan e-imzalarla hazırlanan usulsüz reçetelerle ilaçları alan çete üyeleri, kimliklerini gizleyerek otellerde kaldıkları ve ilaçları kutularından çıkarıp sahte isimlerle kargoyla adreslere gönderdikleri tespit edildi. MASAK raporu ve fiziki takip sonucu, çetenin para trafiği ve üye yapıları da ortaya çıkarıldı.
Deprem şehitleri ve sahte reçeteler
Ağırel'in yazısına göre, soruşturmada en çarpıcı detaylardan biri, usulsüz reçetelerde vefat etmiş doktorların adının kullanılması oldu. Depremde hayatını kaybeden Dr. Ali Kılıç ile 2020 yılında vefat eden Op. Dr. Ahmet Muhtar Uygur gibi isimlerin e-reçetelerine rastlanıldığı belirtildi. Ayrıca, bazı doktorların izinli olmalarına veya hastanede çalışmamalarına rağmen, adlarına reçete düzenlendiği de belirlendi.
Soruşturma kapsamında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan bir şüphelinin ifadesi de skandalın boyutunu gözler önüne serdi. Şüpheli, iki farklı eczaneden yasa dışı yollarla ilaç temin ettiklerini, reçete karşılığında ve hatta reçetesiz ilaç alıp ek paralar ödediklerini iddia etti. Ayrıca, adı geçen eczane sahibinin kamera kayıtlarını sildiğini ve kendisine başka birini vurdurması için teklif sunduğunu da öne sürdü. Bu eczane sahibinin hesabına, suçlamalarla ilişkilendirilen 2.1 milyon TL para transferi olduğu tespit edildi.
