Türkiye ekonomisi, 2025 yılının üçüncü çeyreğinde yıllık bazda yüzde 3,7 oranında bir büyüme kaydetti. Bu oran, piyasa beklentilerinin gerisinde kalırken, özellikle Bloomberg HT anketine katılan ekonomistlerin yüzde 4,2'lik ortalama beklentisine ulaşılamadığını gösteriyor. Öte yandan, çeyreklik bazdaki büyüme oranı yüzde 1,1 ile yüzde 0,6 olan beklentiyi aşarak, çeyrekler arası ivmenin nispeten güçlü kaldığını ortaya koydu.
SEKTÖREL BÜYÜME DİNAMİKLERİ
GSYH'yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde, büyümenin lokomotifinin hizmet ve yatırım odaklı sektörler olduğu görülmektedir. İnşaat sektörü yüzde 13,9, finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 10,8 ve bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 10,1 ile çift haneli büyüme göstererek ekonomik aktiviteye önemli katkılar sağlamıştır. Bu veriler, hükümetin yatırımları canlandırma ve finansal piyasaları hareketlendirme çabalarının somut sonuçlarını yansıtmaktadır. Sanayi sektörünün yüzde 6,5, ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmetleri gibi kilit sektörlerin ise yüzde 6,3 büyümesi, ekonomik aktivitenin tabana yayıldığına işaret etmektedir.
Ancak bu olumlu tablonun önemli bir istisnası tarım sektörüdür. Tarım, aynı dönemde yüzde 12,7 gibi dikkat çekici bir daralma yaşayarak, gıda enflasyonu ve tarımsal arz güvenliği açısından endişe verici bir sinyal vermiştir.
HARCAMA VE DIŞ TİCARET DENGESİ
Büyüme büyük ölçüde iç talepten desteklenmeye devam etmiştir. Yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları yüzde 4,8 artarak tüketimin güçlü seyrini koruduğunu göstermektedir. Ayrıca, gayrisafi sabit sermaye oluşumunun (yatırımlar) yüzde 11,7 gibi yüksek bir oranda artması, gelecekteki üretim kapasitesini destekleyen önemli bir dinamiktir.
Dış ticaret dengesi ise büyümeyi frenleyen ana faktör olmuştur. Mal ve hizmet ihracatı yüzde 0,7 azalırken, mal ve hizmet ithalatının yüzde 4,3 artması, net dış talebin GSYH üzerindeki baskısını sürdürdüğünü göstermektedir. Bu durum, ekonomik dengelenme sürecinde dış ticaret açığının önemli bir zorluk olmaya devam ettiğini teyit etmektedir.
GELİR DAĞILIMI
Enflasyonist ortam, GSYH'nin nominal büyüklüğüne yansımıştır. Cari fiyatlarla GSYH, bir önceki yıla göre yüzde 41,6 artarak 17,4 trilyon TL'ye ulaşmıştır. ABD doları bazında ise GSYH'nin üçüncü çeyrek değeri 432,88 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.
Gelir dağılımı tarafında, işgücü ödemeleri nominal olarak yüzde 41,1 artarken, Gayrisafi Katma Değer içindeki payı yüzde 35,0 ile önceki yılla aynı kalmıştır. Net işletme artığı/karma gelirin payının ise hafifçe artarak yüzde 46,7'ye yükselmesi, ekonomik büyüme çıktısından sermayenin aldığı payın işgücüne kıyasla daha dinamik bir artış gösterdiğine işaret etmektedir.