Yerli hayvancılık, artan girdi maliyetleri ve plansız tarım politikalarıyla zorluk yaşıyor, bu da ithalatın artmasına neden oluyor. Ancak ithalatla baskılanan fiyatlar düşmek yerine yükseliyor. Sonuçta hem üretici hem de tüketici için durum daha da zorlaşıyor. Türkiye'de önemli bir potansiyele sahip olan hayvancılıkla ilgili hayvan varlığı azalırken, et reyonları ithal etlerle doluyor.
2010 yılında kırmızı et fiyatlarını düşürmek amacıyla başlatılan ithalat, 15 yıldır devam ediyor. Bu yıl da özellikle Ramazan ayında fiyat artışlarının önüne geçmek için ithalatın artırılacağı açıklandı. 2025’in ilk çeyreğinde büyükbaş, küçükbaş hayvan ve kırmızı et ithalatı için toplam 654 milyon dolar ödendi.
Yerli Üretimde Düşüş
İktidarın ithalatı teşvik eden politikaları, yerli besiciliği zora soktu. TÜİK’in verilerine göre, 2024'te kırmızı et üretimi %11,7 azalarak 2 milyon 105 bin 895 tona düştü. Sığır eti üretimi %11,2, koyun eti üretimi %10,5, keçi eti üretimi %22,8, manda eti üretimi ise %10,4 azaldı. Bu düşüşe rağmen ithalat devam etti. Sonuç olarak, kişi başına düşen et miktarı 3 kg azaldı.
Et Tüketimi Düşüyor
Tarım yazarı Gazi Kutlu, kırmızı et üretimindeki düşüşün kesilen hayvan sayısındaki azalmadan kaynaklandığını belirtti. 2023'te kişi başına 28,3 kg et üretimi olmasına rağmen, bu rakam 2022'nin gerisinde kaldı. Ayrıca, Türkiye'deki et tüketimi çok eşitsiz. Asgari ücretle geçinenler yılda yalnızca 5 kg et tüketebilirken, bazıları 50 kg'a kadar tüketebiliyor.
İthalatın Faydası Olmadı
Kutlu, ithalata rağmen et fiyatlarında düşüş yaşanmadığını vurguladı. İçeride üretim maliyetleri yüksek, besicilere yeterli destek verilmediği için fiyatlar düşmüyor. Kuraklık nedeniyle yem fiyatlarının artması bekleniyor, bu da et fiyatlarını daha da yükseltebilir. Bugün pahalı olan et fiyatları, kısa süre içinde daha da "ucuz" görünecek, çünkü ithalata dayalı politikalara devam ediliyor.