Tekirdağ'ın Çerkezköy ilçesinde, 4 yaşındaki bir çocuğun öz dayısı tarafından cinsel istismara uğradığı iddiasıyla başlatılan soruşturmada verilen "kovuşturmaya yer yok" kararı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın devreye girmesiyle yeni bir boyut kazandı.
Cumhuriyet gazetesinin gündeme getirdiği bu karar, hem kamuoyunun hem de bakanlığın tepkisini çekti.
Savcılığın kararı
Çocuğun tutarlı ifadeleri, pedagog eşliğinde çizdiği resimlerle istismarı anlatması ve yaşına göre cinsel konularda sahip olduğu bilgilerin tespit edilmesine rağmen, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı "yeterli somut delil bulunmadığı" gerekçesiyle dosyayı kapattı. Bu karara karşı çıkan avukatlar, çocuğun üstün yararının ihlal edildiğini belirterek daha önceki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararlarını emsal gösterdi.
Bakanlıktan itiraz
Kamuoyuna yansıyan bu olayın ardından harekete geçen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, mağdur avukatından aldığı belgeleri inceledikten sonra karara itiraz etti. Bakanlık, mahkemeye sunduğu dilekçede, 6284 sayılı yasa kapsamında işlenen suçlarda soruşturma ve kovuşturma süreçlerini takip etme yükümlülüğünün bulunduğunu vurguladı. Özellikle aile içi cinsel suçlarda kamera kaydı veya tanık beyanı gibi somut delillerin elde edilmesinin zorluğuna dikkat çeken bakanlık, adli değerlendirme raporundaki ifadelerin yetersiz olduğunu ve maddi gerçeğin tam olarak ortaya çıkarılamadığını belirtti.
Soruşturmanın seyri
Bakanlık, mevcut delillerin iddianame düzenlenmesi için yeterli şüpheyi oluşturduğunu savunarak, şüpheli hakkında kamu davası açılmasını talep etti. Bu itirazla birlikte dosya yeniden değerlendirilmeye başlanacak. Olay, babanın 4 yaşındaki kızının davranışlarındaki değişiklikler üzerine bir çocuk psikoloğuna başvurmasıyla ortaya çıkmıştı. Psikolog, çocuğun istismara uğradığına dair güçlü şüpheler olduğunu raporlamış, baba da 18 Temmuz 2024'te şikayetçi olmuştu. Ancak bu şikayet, savcılığın takipsizlik kararıyla sonuçlanmıştı.
Bakanlığın itirazı, dosyanın yeniden açılması ve adli sürecin sağlıklı bir şekilde işlemesi adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
