Çerez fiyatlarında son dönemde yaşanan sert yükselişi değerlendiren CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, zamların yılbaşı yaklaşırken yurttaşların en küçük bir keyfi bile karşılayamaz hale geldiğini söyledi.
Gürer, “Millet et de alamıyor, süt de alamıyor; şimdi yılbaşı gelirken emekli, düşük gelirli, asgari ücretli bir avuç çereze bile ulaşamıyor. Çerezdeki fiyat artışının üreticiye yansımadığı, fakat tüccarın elinde katlanarak raflara yansıdığı ortada. Yer fıstığından bademe kadar pek çok üründe ithalata yönelinmesi de fiyatların yerli üretimin bile üzerine çıkmasına neden oluyor,” dedi.
Evrensel’in aktardığına göre Gürer, kuruyemişteki fiyat artışlarının emekçileri yılbaşı öncesi sadece raflara bakar duruma düşürdüğünü belirtti. Bazı ürünlerde yıllık zam oranının yüzde 150’yi aşmasının “gerçek enflasyonun” ne boyutta olduğunu gösterdiğini vurgulayan Gürer, “Yılbaşı gecesi emekli bir tabak çerez bile alamıyorsa, bu tablo dar gelirlilerin ekonomik krizi nasıl hissettiğinin açık bir göstergesidir,” ifadelerini kullandı.
“YILBAŞI SOFRASI KURULAMAZ HALE GELDİ”
CHP’li vekil, son bir yılda çerez fiyatlarındaki artışa dikkat çeken verileri paylaşarak, “Fındık içi yüzde 158 zamlanmış, Antep fıstığının fiyatı yüzde 78’e yaklaşmış, leblebide zam oranı yüzde 55’e dayanmış. Bu rakamlar yılbaşı alışverişinde vatandaşı düşündüren, hatta elini titreten fiyatlar. İnsanlar artık yılbaşını sade, gösterişsiz bir sofrayla karşılamaya hazırlanıyor. Çocuğa bir avuç fıstık almak bile hesap-kitaba dönüştü. Simit almakta zorlanan vatandaş için çerez, yılbaşının en sıradan geleneği olmaktan çıkıp lüks hâline geldi. Buna karşın bir avuç ayrıcalıklı kesim yılbaşına hiçbir sıkıntı yaşamadan girecek. Derin yoksulluk yaşayanlar için ise yılbaşının bir anlamı kalmadı,” dedi.
Gürer, ayçekirdeğinde yüzde 58, cevizde yüzde 75, fındık içinde yüzde 158’e ulaşan zam oranlarının TÜİK’in açıkladığı enflasyonla örtüşmediğini belirterek, “Bir tabak çerez almak bile vatandaşı zorluyorsa, sıkı para politikası dar gelirliyi, emekliyi ve sabit gelirlileri daha da sıkıştırıyor demektir. Hem üreticiyi hem tüketiciyi koruyan, adil bir ekonomik politikanın artık ertelenemez bir ihtiyaç olduğu ortadadır,” diye konuştu.
