Eslem YÜRÜK |
19 Ekim Pazar günü Erenler’de yaşanan olayda, motosiklet ehliyeti almak isteyen bir aday direksiyon sınavında başarısız oldu. İddiaya göre, adayın kaldığını öğrenen sürücü kursu sahibi, sınav gözetmenlerinden adayı geçirmeleri için açıkça torpil talebinde bulundu. Ancak sınavda görevli iki öğretmen ile Erenler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nde görev yapan bir şube müdürü bu talebi reddetti. Bunun üzerine sürücü kursu sahibinin gözetmen öğretmenlere saldırdığı öne sürüldü.
Yaşanan olay sonrası Eğitim-Bir-Sen Sakarya Şubesi, Erenler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü binası önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklamayı Eğitim-Bir-Sen Sakarya Şube Başkanı Murat Mengen yaptı.

"BU SON OLSUN"
Sağduyulu vatandaşlar olmasaydı belki de okullarımıza baş sağlığı dileklerine gidecektik diyen Mengen, "Maalesef yine ‘Eğitim de şiddete dur demek’, ‘Sesimizi yetkililere duyurmak’, ‘Çözüm bulma iradesini harekete geçirmek’ için bir araya geldik. Öncelikle Kıymetli öğretmenlerimizin şahsında tüm eğitim çalışanlarımıza, ve hepimize geçmiş olsun. Erenler İlçemizde geçtiğimiz Pazar günü yapılan MTSK uygulama sınavında bir sürücü kursu sahibi olduğu iddia edilen kişi, sadece görevini hakkıyla yapmaya çalışan, öğretmenlerimize hakaretler yapmış, sin kaf'lı küfürler savurmuş, bununla da yetinmemiş olacak ki, yine iddia edildiği şekliyle arabadan silahını istemiştir. Söz konusu kişi tek başına eşkıya gibi, vandalllığın her çeşidini göstermiş, belki de olay anında çevredeki sağ duyulu kişiler olmasa, bu gün birden fazla okulumuza başsağlığına gidiyor olacaktık" şeklinde konuştu.

"ŞİDDET KABUL EDİLEMEZ"
Son zamanlarda peş peşe eğitimciye şiddet olayları ile karşılaştıklarını belirten Mengen, "Eğitim çalışanları olarak, neredeyse tüm ilçelerimizde peş peşe şiddetle karşı karşıya kaldık. Şiddetin her türlüsü ile yüzleştik. Şimdi de bir eğitim yuvası sahibinin şiddeti ile karşı karşıya kaldık. Bu şiddet asla kabul edilemez. Kabul edilemez, çünkü aslında kaybettiğimiz, toplum içindeki sevgimiz, saygımız, vicdanımızdır. Aslında kaybettiğimiz geleceğimiz, milli değerlerimizdir. Devlet, kasıtlı şekilde ölüme, yaralanmaya sebebiyet verilmesini önlemekle mükelleftir. Devletin bu yükümlülük çerçevesinde, suç işlemekten caydırıcı yasal zemini ve idari şartları tesis ederek yaşam hakkını koruma ve buna ilişkin ihlalleri önleme, bastırıcı ve cezalandırıcı bir infaz mekanizması geliştirmesi, hukuk devleti olmasının gereğidir. Bu doğrultuda, eğitim çalışanlarına karşı eğitim ve öğretim hizmetinin sunumundan kaynaklı şiddet eylemlerine yönelik cezaların artırılması ve hukuki tedbirlerin alınması elzemdir. Bunun için, kamu çalışanlarına yönelik şiddetin bir tarafı da Milli Eğitim Bakanlığı olmalı, kamu davası oluşmalı ve şiddete maruz kaln eğitim çalışanlarımız için, mutlaka maddi ve manevi tazminat hakkı verilmelidir" dedi.






